6 Nisan 2012 Cuma

Eski Ben

Evet efenim, bu yazıda küçüklüğümde yer edinmiş olayları, eşyaları ve daha birçok şeyi inceleyebiliriz diye düşündüm. Şimdi diyeceksin Allah'ın liseli neyin küçüklüğünden bahsediyosun diye, çok haklısın canım karşim fekat bi kaç bi şey yazmak istedi canım. Ne yazayım ne edeyim diye düşünürken bir klişe olarak eskiden çok değerli olup da günümüzde etkisini yitirmiş şeyleri tekrar gün yüzüne çıkarma fikri geldi aklımda. İnternette yaklaşık 23848123 tane bu tip yazı vardır zaten, benimki de iş olsun :(

Girişi plastik bisikletlerle yapmak istedim. Hani şu telefonudur, kaskıdır, kornasıdır filan olan. Hani abi işkencesine mahsur kalan ve de çoğunlukla salonun ortasında bindiğimiz bisikletler. Tozlanmasın, çizilmesin, kırılmasın diye sokağa çıkarmaya korktuğumuz bisikletler. PİLSAN :(



Sonra leblebi tozu. Çok severdim lan, bayılırdım ben buna :( Hain, düzenbaz arkadaşlarım leblebi tozu vericez diye, tebeşir tozunu yutturmuşlardı bana :( Kim bilir kaç umutlu çocuk bu talihsiz şakaya kurban gitti o yıllarda :(



Altın kaplı çikolata. Hala var mı diye merak edip dururken geçenlerde bi bakkalda gördüm. Hala kasa önündeki yerini koruyor lan. Bir ürünün yeri yıllar boyuncu hiç mi değişmez olm :(



Max. O zamanlar böyle değildi tabi. Değerliydi, kıymeti bilinirdi. Ailece yenirdi çoğu zaman. Şimdi yüzüne bakılmıyor, kahrolsun kapitalizm :(


Bir Atilla Taş gerçeği vardı la bi de. Hiç unutmuyorum, sene 99. İzmit'te oturuyoruz o yıl. Fuar vardı, orda konser vermişti. Hayranı olup çıkmıştım :( Ham Çökelek, Oy Pembeli pembeli pembeli :(


Ozmo dergisi, TV programı filan verdi. Renksiz dünyadan kaçıyodu filan herif. İlk İngilizce öğrenme denemelerim onun sayesinde başlamıştı. Çok severdim bi de eheh



Neyse efenim bugünlük kısa tutalım. Aklıma geldikçe daha yazarım diye umut ediyorum. Şimdilik hoççakalın :(

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder